Gökhan Şen-(Khekhes) Çerkes Ezgileri I (2011) 320kbps
Gökhan Şen
(Marem Gokhan), içine doğduğu kültürle beslenmiş Kayserili bir Çerkez. Kabardey
boyundan gelen Şen, yıllarca Çerkez düğünlerinde çaldı.
Ama
bunların hepsini aile geleneği olarak biliyordu, Çerkez ezgilerinin kayıtları
yoktu, bulamıyordu. Çerkez ezgileriyle büyümüş diğer arkadaşlarıyla birlikte
çok bilinen ama kayıt altına alınmamış şarkılardan albüm yaptı. Eserlerde
geleneksel Şkepşina, Apepşıne gibi Çerkez enstrümanlarının yanında akordeon,
mandolin gibi modern enstrümanlar da kullanıldı.
- Çerkez
ezgilerini albümleştirmek nereden esti? Çerkezlerle mi büyüdünüz?
-
Kayseri’de Çerkezlerin özellikle de Kabardey kolu nüfusunun çokça yaşadığı Uzunyayla’da
1986’da doğdum. Babam Kabardey annemse Abaza’dır. Kesin tarih olmasa da
Osmanlı-Rus Savaşları ve göçlerin tarihi sayılan 1864’te Kayseri’ye göçmüş
ailemiz. Müzikse ailemden gelmiyor fakat kültürümüzde yeri çok büyük. Dil ve
kültürün içinde ne kadar çok yaşarsanız müziğe de o kadar aşina olursunuz.
Genelde çok bilinmez bu şarkılar fakat Çerkez düğünlerine gidenler iyi bilir.
-
Repertuvarı nasıl oluşturdunuz peki?
-
Repertuvarı oluştururken düğünleri baz aldım. Albümdeki tüm ezgiler düğünlerde
duyduğumuz fakat asla bir profesyonel kayıtta bulamayacağınız şarkılardır. Hala
hayatta olan bazı bestekarlar olsa da daha önce hiç kayıt altına alınmamışlar.
En büyük amacım temiz bir kayıtla bu şarkıları klasörlemekti aslında.
- Daha
önce albüm kayıt tecrübeniz olmuş muydu?
-
Kayseri’de fazlasıyla amatör bir çalışmam olmuştu. İki günde hücum kayıtla
hazırlayıp internetten eşe dosta dağıtmıştık. Bizim toplumda pek bu tarz albüm
olmadığından o bile çok ses getirmişti.
- Albümde
akordeon çalıp vokal yapıyorsunuz. Ne zamandan beri çalıp söylüyorsunuz?
- Ailem
kültürüne bağlıdır ve hatta konu kültür olunca biraz da tutucudur. Ben de
bundan hep memnundum ve başka bir şey istemedim. 2004’te ilk kez üniversite
için Kayseri’den ayrılıp Ankara’ya gittim. Orada yabancılık çekip Çerkez
derneklerinin yolunu tuttum. Başlangıç seviyesinde akordeon çalardım fakat ne
metronom ne nota ne de ritim bilirdim. Ankara Çerkez Derneği’nin dans
çalıştırıcısının vesilesiyle Elbruz Dans Grubu’nda amatör olarak çalmaya
başladım. İki yıl orada kaldıktan sonra eğitimimi tamamlamak için İngiltereye
gittim. Sonra dönüp aile işimizde çalışmaya başladım.
- Albüm
için ilk adım nasıl atılmıştı?
- Dördüncü
parça olan ‘Sevginin Hatrına’yı iki arkadaşımla birlikte yazdıktan sonra Serdar
Öztop’un stüdyosunda demosunu kaydettik. O kayıttan sonra diğerlerini de
çalalım dedik. Eski melodileri modern bir sound’la yorumladık. Albümde,
Çerkezlere özgü bir enstrüman olan Şkepşina, Apepşıne’dan kontrabas’a kadar pek
çok enstrüman kullandık.
- Eski
ezgilerin yeni hallerini dinleyenlerin yorumları nasıldı?
-
İnsanlarımız açtı bu müziğe çünkü ancak düğünlerde dinleyebiliyorlardı. Merakla
bekliyorlardı albümümü. Destek olmak için herkes resmi yollardan edindi. Benim
albümdeki tek çıkarımsa aldığım haz. Çünkü gençlerin yanı sıra yaşlılarımız da
çok ilgilendi ve duygulandığını söyledi.
ŞARKILARI
DÜĞÜN KASETLERİNİ DİNLEYEREK ÖĞRENDİK
- Madem bu
eski ezgiler kayıt altında değil nasıl ortaya çıkartıp tekrar kaydedebildiniz?
- Mesela
kayıt altında olmayan birinci parça enstrümantal, asıl ismini araştırdım ama
bulamadım. Bunu çalan çok profesyonel Kaynarlı Berkuk adlı bir akordeoncu var
daha da başka çalanı görmedik. Kaynarlı Berkuk’un 1988’de çaldığı bir düğünün
kasedini bulduk. Zaten albüm olmadığından genelde düğün kasetleri elden ele
dolaşırdı. Biz de o kaydı dinleyip şarkıyı öğrenip çaldık. Sonra kendi
stilimizi de kattık. Onu onöre etmek için adını Berkuk’s Makame (Berkuk’un
Makamı) koyduk.
- Düğün
kasetlerinden şarkı çalışmak zor olsa gerek...
- Evet
arada bizim ezgilere başka şarkılar karışabiliyor veya bir alkış kopunca
şarkının sonunu duyamayabiliyorsunuz. Çocukluğumuzdan beri şarkıları öğrenmek
için düğün kasetleri dinlediğimizden bu bize normal geliyor.
- Albümü
hem Türkiye’de, hem de Nalçik’te (Rusya’nın güneyinde, Kuzey Kafkasya’da, yer
alan Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin başkenti) kaydetmişsiniz. Böyle bir albümü
kültürü bilen bir yerde kaydetmekle Türkiye’de kaydetmek arasında bir fark var
mı?
- Elbette
var, çünkü kültürü bilmeleri demek şarkı ve ezgilere hakim olmaları demektir.
Hem bizim bir şey söylememize gerek kalmıyor, hem de bize fazladan fikir
verebiliyorlar. Bu açıdan Nalçik’teki stüdyo çok işimize yaradı.
- Peki
Nalçik’le nasıl bir bağınız var?
-
Ankara’da Siyaset Bilimi bölümüne başladıysam da aile işimiz sebebiyle
İngiltere’ye gidip işletme okudum. Ailemin işi Kayseri’de metal sektöründeydi
fakat sonradan sektörü sert gıda ambalajları üreterek plastiğe doğru
değiştirdik. Yeni fabrikayı da Nalçik’te kurduk. İki ayda bir İstanbul’a
geliyorum. Yılın büyük bölümünü Nalçik’te geçiriyorum.
- Bu
koşuşturmada albümü nasıl kaydedebildiniz?
- Biraz
düzensiz çalıştık. Her geldiğimde birkaç gün stüdyoya kapanıp kendiş
bölümlerimi çalışırdım. Diğer arkadaşlarımın da işleri yoğun olduğundan onlar
da benim gibi çalıştı. Normalde bir yılda rahatlıkla bitecek albüm iş ve
okul nedeniyle üç yıla uzadı.
Tracklist
1. Berkuk’s Makame (Berkuk'un Ezgisi)
2. Di Kuaje Dehap’a (Köyümüz)
3. Ankara Khase (Ankara Derneği)
4. Lagunıgam Yi Hatırcha (Sevginin Hatrına)
5. Zenıbjeguish (Üç Arkadaş)
6. Khame Kheku (El Vatan)
7. Makhuekher Blok’ (Günler Geçiyor)
8. Uzunyaylem Yi Mak (Uzunyayla Ezgileri)
9. Sıtım Shıgue (Ne Zaman Farkedeceksin)
10. Rihanie Mekamekher (Reyhaniye Ezgileri)
11. Adıge Zekhuek’ue (Adıge Ezgileri)
12. Kabardey Mekamekher (Kadarbey Ezgileri)
13. Zekhuek’ue Mekamekher (Zehueko)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder